Hadi bakalım, gökyüzünü renklendirmeden önce kağıt işleriyle uğraşmamız gerekiyor mu, bir görelim!
Havai Fişek Atmak İçin İzin Almak Gerekir mi? Gökyüzüne Renk Katmanın Resmi Yüzü
Havai fişek denince çoğumuzun gözünde gökyüzünde patlayan renk cümbüşü ve ardından gelen “Ooooh” ve “Aaaah” sesleri canlanır. Ama işin eğlencesine dalmadan önce akla şu soru düşer: “Ya biz şimdi bu fişekleri patlatmak için izin almak zorunda mıyız?” İşte tam da burada mizah ve biraz bürokrasi devreye giriyor.
Erkeklerin Çözüm Odaklı Stratejisi: “Nereden Alacağız Bu İzni?”
Bir Türk erkeği havai fişek atmayı kafasına koymuşsa, hemen stratejik plan devreye girer. Önce Google’a girer: “Havai fişek izni nasıl alınır?” Sonra hızlıca hesap yapar:
— “Abi düğün 3 saat sürüyor, fişekler 15 dakika patlar. Yani 2 saat 45 dakika sorun yok. İznin maliyeti ne kadar? Kime başvuracağız?”
Erkekler için mesele basittir: Plan, maliyet, uygulama. Yeter ki gökyüzünde kalpler, yıldızlar, belki de “Seni seviyorum Ayşe” yazsın.
Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Komşular Rahatsız Olmasın”
Kadınların bakışı ise daha ilişki odaklıdır. “Evet güzel olur ama ya çocuklar korkarsa? Ya kediler strese girerse? Hadi onu geçtim, teyzem tansiyon hastası; gece birden gökyüzü patlayınca kalbini tutar!”
Kadınlar için mesele yalnızca fişekleri patlatmak değil, etrafındaki herkesin mutlu olmasıdır. O yüzden “izin almak” konusu sadece resmi prosedür değil, aynı zamanda sosyal bir sorumluluk haline gelir.
Resmi Gerçek: Evet, İzin Almak Gerekir
İşin şakası bir yana, evet, havai fişek atmak için izin almak gerekir. Çünkü havai fişek, teknik olarak “patlayıcı madde” kategorisine girer. Bu yüzden düğünlerde, bayramlarda ya da özel kutlamalarda kullanılacaksa genellikle belediyeden, valilikten ya da emniyet müdürlüğünden özel izin almak zorunludur.
Aksi takdirde, gökyüzünü şenlendireyim derken kendinizi zabıta ile gökyüzünü seyrediyor halde bulabilirsiniz. Hem de bu sefer “ooooh” ve “aaaah” değil, “vay başıma gelenler” sesleri eşliğinde.
Çevre ve Hayvan Hakları Boyutu
İşin bir de bilimsel ve empatik tarafı var. Araştırmalara göre havai fişekler hayvanlarda ciddi stres yaratıyor. Kuşlar sürü halinde yönlerini şaşırıyor, köpekler saklanacak yer arıyor, kedilerse zaten sinirleri bozukken iyice geriliyor.
Bu yüzden bazı şehirler, havai fişek kullanımını ya tamamen yasakladı ya da sıkı kurallarla sınırlandırdı. Yani sadece izin almak değil, bu izni hangi şartlarda aldığınız da önemli.
Mizahi Bir Senaryo: İzin Almadan Patlatırsak Ne Olur?
Hayal edin: Mahallede düğün var. Bir grup genç izin almadan havai fişek patlatıyor. Gökyüzü ışıl ışıl… ama iki dakika sonra komşu dede balkondan bağırıyor: “Evladım bu saatte gökyüzüne renk lazım değil, uyku lazım!” Ardından zabıta arabası görünüyor. Sonuç: fişekler bitti, eğlence yarım kaldı, ama anılar ömür boyu anlatılacak.
Sonuç: Gökyüzüne Renk Katmak Güzel, Ama İzinle Daha Güzel
Havai fişek, kutlamaların olmazsa olmazı gibi görünse de, izin almadan yapılan her patlama hem ceza hem de toplumsal gerginlik riskini beraberinde getiriyor. İşin özeti: Gökyüzü rengarenk olsun istiyorsanız, önce resmi kapıları çalmanız gerekiyor.
—
Peki siz ne düşünüyorsunuz? Sizce havai fişekler kutlamaların vazgeçilmez bir parçası mı, yoksa hayvanlar ve çevre için gereksiz bir yük mü? Yorumlarda paylaşın; belki de havai fişek yerine gökyüzünü lazer şovlarıyla renklendirmek daha iyi bir çözüm olabilir mi?